Pazartesi, Aralık 18, 2006
kid a
Rats and children follow me out of the town. come on kids..
Pazar, Aralık 17, 2006
eski yazı
-söyle ona biraz değişiklik istiyorum, bişeyler yapsın.
-napsın?
-elime kahverengi bir kalem vermekle başlasın işe sonra beni yıkasın, odamı toplasın, insanları sevsin benim için, sarılamadıklarıma sarılsın, bir peçete tutuştursun elime, saçlarımı tarasın, okulumu bitirsin, kalp atışımı yavaşlatsın, sıradanlaştırsın tamamımı, yoğurt isteyip istemediğimi soran köfteci yapsın beni, az daha bana çarpıcak olan taksini şoförü yapsın, yüzmeye götürsün beni mesela, kayığa bindirsin, karnımın üzerine bir bıçak koysun, karnım şişmesin.
saçmalamak sevap bana.
Perşembe, Kasım 30, 2006
Cuma, Eylül 15, 2006
Pazartesi, Eylül 11, 2006
tap tap tap
duvara astığım
kutsal tasvirlerin
önüne gardolabı itiyorum
odadaki
ve
yüzümün
değişip değişmediğini
görmek için
bakıyorum aynaya
yalnızca
Perşembe, Eylül 07, 2006
sırf
keskin köprüye benziyor bir tanesi
öbürü dizinin üstünde
benzemiyor bir şeye
bu leğenin içinde de geçerim ben karşıya
çünkü herkes geçti buradan
yeni açılmış beyaz renk
ellerini uzat önce ki
kulağını kapa şimdi
pırak
hani yukarıdaki yüksek yer
gitmeyiver oraya
bakmayıver yukarı
çiçek üzmez hiç seni
sen seversin ki çiçek
sıkıldım dersen eğer
hep çiçek hep mi çiçek
ağaç var bir de
ağaca da çıkabilirsin
o da güzel
bu, kafayla, ben
göremedim bir daha
kafası burnu yok oldu
burnu belki hiç yoktu
ama kafası vardı kesin
kafasını unutamam
burnunu bilmiyorum
ondan emin değilim
neyse eşikte kaldı
hiç konuşamadık
işte anlayamadım
demek böyle oluyosun
eşikte kalınca demek
Cuma, Eylül 01, 2006
Cuma, Ağustos 18, 2006
bunun üzerine babam pembe bıyıkları olduğunu söyledi. defterime "kafam gidecek ben burada kalıp onu bekleyeceğim" diye not düştüm.
Çarşamba, Ağustos 09, 2006
Salı, Ağustos 08, 2006
a perfect day for bananafish
On the sub-main floor of the hotel, which the management directed bathers to use, a woman with zinc salve on her nose got into the elevator with the young man."I see you're looking at my feet," he said to her when the car was in motion."I beg your pardon?" said the woman."I said I see you're looking at my feet.""I beg your pardon. I happened to be looking at the floor," said the woman, and faced the doors of the car."If you want to look at my feet, say so," said the young man. "But don't be a God-damned sneak about it." "Let me out here, please," the woman said quickly to the girl operating the car.The car doors opened and the woman got out without looking back."I have two normal feet and I can't see the slightest God-damned reason why anybody should stare at them," said the young man.
Pazartesi, Ağustos 07, 2006
Perşembe, Mayıs 11, 2006
you'll be a freak and i'll keep you company
Cuma, Nisan 28, 2006
Cuma, Nisan 14, 2006
Cuma, Nisan 07, 2006
Çarşamba, Şubat 15, 2006
hatta gülümseyebiliyorum.
uyurken duyabiliyor, gözlerim kapalıyken bile görebiliyorum.
gergin bir ip üstünde yürüyebiliyor, hatta koşabiliyorum.
denizin dibinde saatlerce kalabiliyor,denizden çıktığımda bile nefes almadan durabiliyorum.
beni uzay mekiğine bağlayan ip koptuğunda, zifiri karanlıkla başbaşa kaldığımda kaybolmuyor, bir göktaşına çarpsam dahi, yanıp parçalara ayrılmıyorum.
göğün ve yerin tüm katlarına çıkabiliyor ve dünyaya geri dönebiliyorum.
biriyle konuşabiliyor, onu sevebiliyorum bile.
ben herkesin olmak istediğiyim.